Fas
kariyer gelişimi, yetenek repertuarı, oyun bilgisi ve zekası ile saha dışı karakteri bakımından dzeko'dan açık, net, tartışmasız daha iyi olmayan santrafor.
zaten bu kriterler açısında dzeko'dan daha iyi olacak çok santrafor sayamadığımız gibi, dzeko'nun da bu topraklara 38 yaşında ayak basmaya ikna olduğunu unutmamak gerekir.
ayrıca, en nesyri'yi değerlendirirken referans alacağımız oyuncu dzeko olmamalıdır; dzeko, tarihin en lanet, en vahşi savaşlarından birinin içine doğmuş bir boşnak olmasa, yine kendisi gibi o savaştan onulmaz yaralarla çıkmış mirsad türkcan'ın oyuncusu olmasa, hangi gönül bağından yakalayıp onu buralara getirebilirdik ki ?
en nesyri için söylenebilecek şeyler;
-oyunun içindedir, konsantredir, motivedir; kafaca oyundan kopmaz, takım 5-0 yenik de olsa, 5-0 önde de olsa, ceza sahasında topla buluşma iç güdüsüyle aksiyonun içinde kalır, akıştan kopmaz.
-rakip ceza sahası içinde hareketlidir; kanattan gelen bir ortayı rakip stoperin gölgesine saklanıp izlemez, aksine topa hamle yaparak gol vuruşu yapacak şekilde pozisyon almaya bakar.
-rakip defans oyuncularıyla boğuşmaktan kaçmaz, pasif, pısırık, ezik bir profil değildir; kavgada yumruğunu sakınmaz.
-maç boyunca adını iki kere duyduysanız, iki gol atmış demektir; üç kez duyduysanız hat trick yapmıştır. tam anlamıyla, fırsatçı bir golcüdür. uyanıktır, çakaldır, kurnazdır, sonuç odaklıdır. kariyerinde maç başına gol ortalamasının %30 seviyesinde kalması, şimdiye kadar oynadığı takımların temel hücum prensibinin geçiş oyunlarına, kontra ataklara ve rakip savunmaların yerleşim hatalarından kaynaklı pozisyonlara bağlı olmasındandır. rakibi kendi sahasına hapsedip hem merkezden hem kenarlardan aksiyonlar üretmeye çalışan bizim gibi takımlarda bu yüzdenin çok daha artması kuvvetle muhtemeldir. yani seneye 25 gol atar.
zaten bu kriterler açısında dzeko'dan daha iyi olacak çok santrafor sayamadığımız gibi, dzeko'nun da bu topraklara 38 yaşında ayak basmaya ikna olduğunu unutmamak gerekir.
ayrıca, en nesyri'yi değerlendirirken referans alacağımız oyuncu dzeko olmamalıdır; dzeko, tarihin en lanet, en vahşi savaşlarından birinin içine doğmuş bir boşnak olmasa, yine kendisi gibi o savaştan onulmaz yaralarla çıkmış mirsad türkcan'ın oyuncusu olmasa, hangi gönül bağından yakalayıp onu buralara getirebilirdik ki ?
en nesyri için söylenebilecek şeyler;
-oyunun içindedir, konsantredir, motivedir; kafaca oyundan kopmaz, takım 5-0 yenik de olsa, 5-0 önde de olsa, ceza sahasında topla buluşma iç güdüsüyle aksiyonun içinde kalır, akıştan kopmaz.
-rakip ceza sahası içinde hareketlidir; kanattan gelen bir ortayı rakip stoperin gölgesine saklanıp izlemez, aksine topa hamle yaparak gol vuruşu yapacak şekilde pozisyon almaya bakar.
-rakip defans oyuncularıyla boğuşmaktan kaçmaz, pasif, pısırık, ezik bir profil değildir; kavgada yumruğunu sakınmaz.
-maç boyunca adını iki kere duyduysanız, iki gol atmış demektir; üç kez duyduysanız hat trick yapmıştır. tam anlamıyla, fırsatçı bir golcüdür. uyanıktır, çakaldır, kurnazdır, sonuç odaklıdır. kariyerinde maç başına gol ortalamasının %30 seviyesinde kalması, şimdiye kadar oynadığı takımların temel hücum prensibinin geçiş oyunlarına, kontra ataklara ve rakip savunmaların yerleşim hatalarından kaynaklı pozisyonlara bağlı olmasındandır. rakibi kendi sahasına hapsedip hem merkezden hem kenarlardan aksiyonlar üretmeye çalışan bizim gibi takımlarda bu yüzdenin çok daha artması kuvvetle muhtemeldir. yani seneye 25 gol atar.