Türkiye
yerinde olsam, sarı lacivert formayı duş alırken bile çıkarmayacağım genç yetenek.
"profesyonellik" diyorlar; bence korsana düşmüş kişisel gelişim kitaplarında sık sık geçen bir terim sadece.. şu hayatta yeteneğin olan bir alanda çalışma ve ilerleme imkanı bulmuşsun, hatta 18'ine basmadan fenerbahçe'de 10 numarayı giymişsin, taraftar gözünün içine bakıyor, her hareketin olay, taraflı tarafsız herkes seni gıptayla seyrediyor.. hayatta daha başka neye sahip olabilirsin ki ? sık dişini 20 sene, çalış gündüz gece, ne bir maç kaçır, ne bir kupa kaybet, başarılardan başarılara koş, milyonları peşinde sürükle, adına şarkılar bestelesinler, salonlara statlara tribünlere adını versinler, gurur duy kendinle, mutlu ol, mutlu et, gençler seni örnek alsınlar, ömür boyu parmakla göstersinler, efsane desinler, heykelini diksinler.....
bak brezilyalı, arjantinli ya da kamerunlu, ganalı, nijeryalı olsan anlarım; hatta balkanlarda doğmuş olsan veya kuzey afrika'da, yine anlarım.. o zaman bir kariyer planı yaparsın, dünya çapında menajerlerle çalışırsın, önce ajax, dordtmund, benfica tarzı bir takımda takılırsın, ordan barça'ya real'e bayern'e veya premier lige sıçrarsın; başarılarla, kupalarla dolu kariyerini türlü sponsorluk anlaşmaları, reklam kampanyalarıyla süslersin, netflix dizini yapar, victoria secret mankenleri kapında yatar, magazinciler seninle yatıp kalkar...
ama sen cumhuriyetin başkentinde doğmuş, doğuştan fenerli bir türk gencisin.. al eline sarı lacivert bayrağı, yürü zirveye doğru! arkanda adıyla, şanıyla, taraftarıyla sarı kanarya.. bundan daha büyük bir zenginlik olur mu ?
"profesyonellik" diyorlar; bence korsana düşmüş kişisel gelişim kitaplarında sık sık geçen bir terim sadece.. şu hayatta yeteneğin olan bir alanda çalışma ve ilerleme imkanı bulmuşsun, hatta 18'ine basmadan fenerbahçe'de 10 numarayı giymişsin, taraftar gözünün içine bakıyor, her hareketin olay, taraflı tarafsız herkes seni gıptayla seyrediyor.. hayatta daha başka neye sahip olabilirsin ki ? sık dişini 20 sene, çalış gündüz gece, ne bir maç kaçır, ne bir kupa kaybet, başarılardan başarılara koş, milyonları peşinde sürükle, adına şarkılar bestelesinler, salonlara statlara tribünlere adını versinler, gurur duy kendinle, mutlu ol, mutlu et, gençler seni örnek alsınlar, ömür boyu parmakla göstersinler, efsane desinler, heykelini diksinler.....
bak brezilyalı, arjantinli ya da kamerunlu, ganalı, nijeryalı olsan anlarım; hatta balkanlarda doğmuş olsan veya kuzey afrika'da, yine anlarım.. o zaman bir kariyer planı yaparsın, dünya çapında menajerlerle çalışırsın, önce ajax, dordtmund, benfica tarzı bir takımda takılırsın, ordan barça'ya real'e bayern'e veya premier lige sıçrarsın; başarılarla, kupalarla dolu kariyerini türlü sponsorluk anlaşmaları, reklam kampanyalarıyla süslersin, netflix dizini yapar, victoria secret mankenleri kapında yatar, magazinciler seninle yatıp kalkar...
ama sen cumhuriyetin başkentinde doğmuş, doğuştan fenerli bir türk gencisin.. al eline sarı lacivert bayrağı, yürü zirveye doğru! arkanda adıyla, şanıyla, taraftarıyla sarı kanarya.. bundan daha büyük bir zenginlik olur mu ?