Grup karşılaşması
Teknik direktör marifetiyle katledilen bir oyunun bireysel yeteneklerle kazanıldığı bir başka maç.

Futbolun teorisi tamamen alan yönetiminden ibarettir. Futbol sahasını sınırlayan çizgilerin içerisinde topu yerden ve havadan kullanabileceğiniz alanları rakibe bırakmayarak ya da rakibin elinden alarak skor avantajı yaratmaya çalışırsınız.. tabii ki bunu yapmanın bir ton yolu var; ama sonuçta bütün teori bir alan hesabına dayandığı için geometrik gerçeklikleri göz ardı edemezsiniz. Bundan nerdeyse 2400 sene önce platon atina'da kurduğu okulun kapısına boşuna "geometri bilmeyen giremez" yazmamış!! Misal, İki sezon önce büyük jesus, ne ileride basan santraforları ne merkeze yardım eden ofansif kanatları ne de hızlı stoperleri olmadığı halde 1.5 orta sahayla sahaya çıkmayı kendine hak görürken cümle ulema ağzının suyu aka aka o takımı alkışlıyordu. Jesus, muazzam bir laf edip türk futboluna en net etiketi yapıştırarak bu ligin sportif bir gerçekliği yok demişti belki ama onun oynatmaya çalıştığı futbolun da eldeki kadro göz önüne alındığında hiçbir işlevi yoktu. Nitekim boşu boşuna kaybedilen puanlarla şampiyonluk gitmişti. Peki bir sezon sonra ismail kartal ne yaptı?: en basit olanı. Merkezi 6,8,10 üçlüsüyle tuttu, bir kanatta ters ayaklı bek ile düz ayaklı açık, diğer kanatta düz ayaklı bekle ters ayaklı açık kullanarak hücumu bir yandan genişletip bir yandan sıkılaştırdı, merkezi kalabalıklaştırdı ve tarihi puan topladı. Bunu da ulema 'kadro kalitesi" ile açıklamaya çalıştı ama biz ne kadrolar gördük bu takımda.. 35 senedir bu takımı bilinçli gözlerle izleyen biri olarak söylüyorum bunu.
Neyse, asıl konuya döneyim. Montella takımı saha içi yerleşim ve bölgeler arası geçişler bakımından en zor, en yorucu ve en spesifik oyuncu karakteri gerektiren bir sistemle, 433 ile sahaya sürdü: Orkun sol iç, kaan sağ iç, ortada hakan. İleri üçlünün kenarları ters ayakla içe kat eden isimler ve merkez santraforumuz sırtı dönük bir pivottan ziyade kontra kovalayan bir takımın savunma arasına koşular yapacak, hızıyla öne çıkan forveti gibi.. bu arada rakip, oyunu kendi sahasında kabullenip katı bir 532 oynuyor, merkezi 8 kişiyle etten duvar halinde kapatıp hızlı bekleriyle kanatlardan kontra kovalıyor. Biz de dahiyane bir kararla beşli savunmanın arasına sırtı dönük oyunu beceremeyen barış alper'i salıp rakibin hızlı beklerinin önünü açmak için solda sağ ayaklı kenan'ı, sağda sol ayaklı arda'yı kullanıyoruz. Dolayısıyla kenan soldan içe kat edince onun boşalttığı alanı orkun kapatmaya çalışıyor, sağda da arda'nın hareketlenerek boşalttığı bölgeden gelebilecek tehlikeleri savuşturmak için kaan merkezi boşaltıp sağ açığa yardıma gidiyor.. barış alper'in zaten feleği şaşmış bir halde, bir o yana bir bu yana bilinçsiz koşuları traji komik denecek seviyede.. ve bir de bakıyoruz ki, rakip kazandığı her topta karşısında bir tek hakan'ı görüyor ve iki pasla ceza sahamıza kadar elini kolunu sallaya sallaya gelebiliyor..

Bu oyunu dakikalarca izledikten sonra barış'ı sağa çekip 460' a dönen montella'nın oyun aklına küfretmek bu sayfalara yakışmaz.. o yüzden, işin ne yapabiliriz tarafına gelip konuyu kapatıyorum..

Elde 4 tane 6 numara var; kaan, ismail, salih, okay. Bunlardan ikisini yan yana oynatıp merkeze direnç, güven ve dinamizm getirdikten sonra ileri uçta arda'ya 10 numara serbestliği tanıyıp sağını solunu ve önünü üç ofansif oyuncuyla doldurarak skor arayabiliriz. Bir diğer alternatif, standart 6,8,10 orta sahası ile elimizdeki dört 6 numaradan birini, yine elimizdeki iki 8 numaradan biriyle (orkun veya hakan) eşleyip önlerinde eldeki yaratıcı ofansif oyunculardan birini 10 numara olarak kullanmak. Bu düzende 6 numara stoperlerin arasına girer çıkar, savunma emniyeti sağlar, rakip kontraları keser; 8 numara takımın hücum akışkanlığını sağlar, pas istasyonu olur; 10 numara da üçüncü bölgede yaratıcı ve bitirici olarak skor odaklı takılır.. başka bir çözüm de 10 numarasız, çift santraforla oynamak. kanatlardan çıkarız, önde çift santraforla baskı yaparız vs vs vs... bu alternatiflerin her birinin geometrik bir gerçekliği var; her bir alternatif orta sahaya hükmetmemizi sağlayan çözümler sunuyor.. ve inanın her biri montella'nın walking dead misali yürüyerek top süren statik orta saha şablonundan daha efektif.

Lakin biz bu walking dead şablonunda ısrar edersek çekya da portekiz de ter idmanı temposunda oynayıp zorlanmadan fişimizi çekerler..
Çok güzel bir maç harika bir galibiyet. Teşekkürler milli takım yeniden özümüzü hatırladık. Turnuvaya 3 puan ile başlamak iyi geldi. 2016 ve 2021 rezaletlerinden sonra pek umudumuz yoktu ama kazanmayı başardık. Montellaya da güzel bir doğum günü hediyesi verdi oyuncular.

İnşallah devamı gelir ve final aşamasına kadar mücadele ederiz.
Portekizle mi oynadık biz?
Kerem Potter ile 3-1 yaptık ve bu skorla kazandık.
Son dakikada boş kaleye kerem potter attı ve 3-1 kazandık.

Ancak skor yanıltmasın, rakibin inanılmaz fırsatları var, bizim ise iki golümüz uzaktan şut ile geldi. Üretken değiliz, savunmamız tel tel dökülüyor kadayıf gibi. İsmail dönmezse Portekiz bizi 5’lik yapar, oynamayalım daha iyi.
mert müldür arda güler ve samet akaydın'ın kazandırdığı maçtır.
Mert ve Arda'nın fantastik golleriyle 2-1 öndeyiz. Dakika 80 oldu
Arda güler ne astı ama ya inanılmaz
Gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll gooooooll
İkinci yarı başladı.

Başarılar milli takım.