kendi adıma tam 5 kere yaşanmış hadise.
1998 dünya kupasında iki adama hayran olmuştum; viorel moldovan ve ariel ortega . moldovan kupa biter bitmez, ortega ise dört sene sonra gelmişti.
hollanda milli takımında ara ara oynayan, celtic'deki kel kafalı haliyle ilk kez tanıdığım, feyenoord'a uefa'yı kazandırdığında hayranlığımı kazanmış pierre van hooijdonk bir sezon sonra gelmişti.
şampiyonlar ligi'ni adam gibi takip etmeye başladığım yıllarda real madrid estiriyordu. nicolas anelka 'yı orada tanıdım, sonrasında psg liverpool derken takip eder oldum. tam beş senelik hayranlığımın ardından geldi.
sonuncu da fm'lerde senelerce almaya çalışıp bir türlü gelmeyen simon kjaer olmuştu.
Bir sürü sevdiğim yıldız futbolcu geldi ama rvpyi eskiden beri çok severek izliyordum hastasıydım. Böyle olmamalıydı onla bir şampiyonluk kazanmak çok isterdim. Bide ortega var tabi maradonanın veliahtı. Kendine ihanet etmese futbol tarihinin baş figürlerinden biri olabilirdi.
benim için futbolda kezman olmuştu. o kadar çok seviyordum ki geldiğinde yaşadığım mutluluğu anlatamam.
Bu isim benim için açık ara farkla roberto carlos 'dur.
Mateja kezman, robin van persie, nicolas anelka, roberto carlos ve pierre van hooijdonk örnek olarak verilebilir.
bu yaz çok yaklaştığım durum.
ortaokul günlerimden beri kolarov 'u takip eden bir futbol sevdalısı, oynadığım oyunlarda karakter isimlerini kolarov yapan biri olarak dedikodular beni çok heyecanlandırmıştı fakat sonrasında gelişenler malumunuz efendim.